Üçgen vücut ve sütyensiz kız

İşten çıktığımda yorgundum. Akşam spora gitme planım bozulmuş gibiydi. Servise bindiğimde alt katta çalışan kızın gazına geldim. Resmen 'Ne güzel kolların var' diyordu gözleriyle. 'Bu formumu korumalıyım' diye geçirdim içimden. Zaten vücudum anlamadığım bir şekilde çabuk gelişmişti. 3 ay daha çalışsam kol, göğüs ve omuz kaslarım bisküvi reklamlarında oynamamı sağlayacak duruma gelmişti. 'Sporu bırakırsan sarkar' muhabbeti de aklıma gelince üşengeçlikten vazgeçtim ve salona gitmeye karar verdim.

Salonda önce grubumla selamlaştım. Biraz geyikten sonra ısınmaya başladım. Onların da setlerini bölmek istemedim. Ben ısınmaya başladıktan sonra Meltem herkesi selamlayarak salondan ayrıldı. Sonra Hakkı ve Bülent de gitti. En son da Ebru ve Sevinç de gitti. Ben ısınana kadar salonda yalnız kalmıştım. Diğer insanlarla pek bi diyaloğum yoktu. Tek başıma çalışmaya başladım.

Sonra o geldi. Ama o nasıl bir şeydir. Spor salonlarında güzel kız görmeye alışkındım zaten. Ama bu çok başkaydı. Sütyeni yoktu, tanga giymişti ve bariz olarak bunu gösteriyordu. Mevzu sütyen tanga falan değildi ama farkındaydım. Bunların dışında başka bir şey vardı. Böyle karşı cinsle bir etkileşim olduğunu anlarsınız ya hani sevgili okur. 'Bu kız beni kesiyo' ya da 'Bu çocuk bana yazıyo' tarzı değil ama. Bi çekim olur. Anlarsınız, aranızda bir elektriklenme olmuştur. Anlatabildim umarım. Neyse işte öyle oldu. 1-2 saniye bakıştık ve o koşu bandına çıkıp koşmaya başladı. 1.80 boylarında, sarı saçlı, Rus kızlarına benzeyen ama Türk olduğu çok açık olan bir kız, uzun bacaklarıyla koşu bandında koşuyor. Kafamı dağıtıp, biraz da kıza hava atmak amacıyla bastım 40 kiloyu. Kol çalışmaya başladım. İkinci seti bitirmiştim ki kız koşu bandından inerek yanıma doğru gelmeye başladı. Allahım yazarken bile tüylerim diken diken oluyo. Öyle bir gülüşü vardı ki o an 1 kilo ağırlık bile kaldıramayacak durumdaydım.     Gerilmiş ve sütyensiz diri göğüslerine bakmamak için sol pazumda ağrı varmış gibi sıktım. Böylelikle ben de pazuma dikkat çekmeye çalıştım. 2 saniye sonra karşımdaydı. Nefesini tenimde hissettim. Kulağıma doğru uzandı ve dedi ki:

Yarraam kalksana lan! İçtimaya geç kalırsak Ömer Astsubay ecdadımızı siker.

Yüzümü dahi yıkamadan kamuflajlarımı ve botumu giydim. Yemekhaneye giderken yolda karşılaştığım devreme 'Ne kadar kaldı amınakoduğumun şafağı?' dedim. Biraz düşündükten sonra 'Atarsa 57' dedi.


1 yorum:

Adsız dedi ki...

Çok iyiydi bu :)