Hak etti!

Barrack'ı hiç bu kadar sinirli görmemiştim. En son, telefonuna gelen mesajın sevdiceği Michelle'den değil de Turkcell'den geldiğini görünce bitap görmüştüm Obişi. Ama bu kez hem üzgün hem de kızgındı.

Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Ama nafile. Sadece homurdanıyordu kendi kendine. 'hmnsktmnberlsknsihımmsmkkamkdm' gibi anlamsız sesler çıkıyordu ağzından. Sonra ağzından şu kelimeler dökülüverdi:

'Benim karıma kimse yavşayamaz lan! Herkes haddini bilecek!'

'Oooo Obi, sakin ol dostum' dedim. Michelle yengeme kim yan bakabilirdi ki? Zaten Beyaz Saray'da tek komşumuz yok. Arada bir çoluk çocuk geliyor Michelle yengeyle o yuvarlak şeyi çevirip gidiyolar. Hayır dostum Obi gibi de sosyal değil yenge. Dışarı da çıkmıyo. Sürekli çay demleyip sigara içen bir ev hanımı sonuçta. Hangi ara biri gelip de yan baktı lan yengeme. Acaba dostum Obi, beni mi kast ediyordu...

Hanımla tartıştıktan sonra evi terk etmiş Beyaz Saray'a yerleşmiştim. Eski dost Obi beni kırmamış ve evinin kapılarını açmıştı bana. Hep birlikte Mustafa Keser'i dinleyerek kahvaltı yapar, sonrada yengenin sevdiği kadın programlarını seyrederdik. O esnada Obiş uyuklar, sonra yengemin kaldırılmasıyla politik işlerini halletmek üzere çalışma odasına giderdi. Ama normal değildi yengemin uyandırma şekli. Damacanayla su dökülür mü lan uyuyan birinin kafasına! Ama Obi, her gün aynı şekilde uyandırılıyor ve uyandığı gibi kahkaha atıyordu. Dostlarım, biri beni o şekilde uyandırsa bırakın gülmeyi afedersiniz ama adamın zürriyetini skerim. Obi işlerini halledince de akşam 3'ümüz 3-5-8 oynardık. İddia da hep kola olurdu. Sanki lise arkadaşlarıyla oyun oynuyoruz mınakoyym.

Neyse...
Bugün gördüğüm Obi ise aksi, sinirli, gergin, kızgın, küfürbazdı. O eski halinden eser yoktu. Nerede o damacanayla uyandırılınca bile gülen Barrack? Gizli telefon görüşmelerin yapıldığı odanın kapısına gidip gidip geliyordu. Gizli birini arayacaktı belli ama kimi? Korkmaya başlamıştım.

Bu işin aslını astarını öğrenmek için çektim Obi'yi kenara. 'Neler olduğunu bana anlatmaya ne dersin adamım' dedim. Derin derin nefes aldı ve, 'Bak anlatacaklarım aramızda kalacak Diren' dedi. 'Bunu duymamış olayım Barrack, kalbimi kırma kalbini skerim' dedim. 'Tamam sana her şeyi anlatacağım, hayattaki tek dostum sensin' dedi. Ağlayarak anlatmaya başladı.

Olay şuydu, İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, bir davette Michelle yengeye imalı imalı bakmış ve saçma sapan şeyler söylemiş. Orada olanları büyütmeden sinesine çeken Obi, son gelen telefonla deliye dönmüş. Silvio yengemi arayıp, 'Gel buraya pizzanın Allah'ını yedireyim sana' demiş. Yengem de bu olayı gülerek anlatmış dostuma. Barrack da gururuna yedirememiş ve intikam almaya karar vermiş...

'Ona zarar vermeliyim Diren' dedi hikayeyi anlattıktan sonra. 'Arkandayım can dostum, tanıdığım var benim istersen halledelim bu işi' dedim. 'Benim de var ama güvenemiyorum kimseye' dedi.

'Köpeğin olsun benim tanıdıklarım sana be! Hiç merak etme sen kanka' dedim. Sonra hatrımı yokladım ve okul arkadaşım Massimo geldi aklıma. 'Bu işi ancak Massimo Tartaglia çözer' dedim. Hemen telefonunu verdim kankama. 'Selamımı söyle o halleder' dedim. Gizli odaya girip görüştü. Yüzünde güller açarak çıktı odadan. 'Oldu bu iş' dedi. Sonrasını tüm dünya gibi siz de biliyorsunuz zaten. Ama fotoğraflara bakarsanız daha iyi anlayacağınızdan eminim....









1 yorum:

CaRaméLa dedi ki...

:D:D yuh diyorum aştınız sayın Selimoğlu afedersinz ama okurken yarıldım:D ayrıca barrackcıgıma söle üzülmesin:D mişelciğime de ilet ki ; barrackcığıma asılan olursa arasın yolarız:D:D